Âdem, bal rengi bakışlarını Havva’dan çekip gülümsedi.
−Az değil, dedi. Üç cenneti iç içe yaşıyorum ben. İçimdeki cennet, dışımdaki cennet ve göz bebeğimdeki cennet. Sen göz bebeğimdeki cennetsin işte. Küçük, yalancı cennet. Havva’nın ay ışığı bakışları tortulaşıp önüne yığıldı. Yapmacık bir küskünlük edasıyla başını yana çevirdi. Saydam beyaz taşı gördü. Gönül aynasıydı beyaz taş. Cennet tanığıydı. Havva, beyaz taşa dokunurken fısıldadı:
−Cennetten önce yalan değildim ama.
Gülüştüler.
Gözlerini dalları merhamet salkımı ağaca kaldırdılar.
Sustular.