"Acıklı, gülünç, dokunaklı, gülümseten, hem acıtan hem güldüren pek çok anlatı, susuzluktan kuruduğu için bugün artık var olmayan Farı ovasındaki ulu kavakların yaprak hışırtıları arasında, sarı saçlı, çakır gözlü, soluk kara önlüklü ve sümüklü bir köy çocuğunun ağzından üflenen, narin bir söğüt dalinin sunduğu küçücük bir düdüğün sesinde ünlenir ve karışır gider bir deli poyrazla mavi kırlangıçların gittiği yere.
Bu kitap; o anlatıların, o değerlerin mini minnacık bir kısmını gitmekten belki alıkoyar."
