Evin küçük kızının adı Deniz'di. Kömür gibi kara saçlarının süslediği güzel yüzünde pırıl pırıl iri gözleri hep gülerdi. Çok hareketliydi. Bir bakarsınız bahçede, bir bakarsınız evin geniş salonlarında koşardı. Onun neşeli kahkahalarının duyulmadığı yer yoktu.
Evin en küçüğü olduğu için de babası, annesi, ağabeyi onu çok sever ve şımartırlardı.
Ama büyükleri ne denli severlerse sevsinler, o kimseye saygıda kusur etmez, yaramazlıkları ile kimseyi üzmezdi. Yanlış bir hareket yaptığında büyükleri ona:
"Denizciğim, bu yaptığın hareket yanlıştır. Sakın bir daha yapma," dediler mi o da dinler, bir daha yapmazdı. Onun için de daha çok sevilirdi.