“Schmitt’in liberalizmi sorgulaması, bütün bu kusurlarına rağmen, gayet güçlü bir sorgulamadır. Liberal demokrasinin çeşitli zayıflıklarını gözler önüne serer ve kör noktasını ortaya çıkarır. Bu eksiklikler göz ardı edilmemelidir. Eğer inandırıcı ve sadakat gösterilebilecek bir demokratik toplum görüşü ileri süreceksek, söz konusu noksanların dile getirilmesi gerekir. Schmitt, içgörülerinden yararlanarak kendisinden bir şeyler öğrenebileceğimiz bir rakiptir.” Bugün Carl Schmitt’ten ne öğrenebiliriz? Mouffe’un tabiriyle içinde bulunduğumuz “post politik çağı” anlamakta Schmitt’in bilhassa “siyasal”a dair çözümlemelerinden öğrenilebilecek neler vardır? Schmitt’in liberalizmi en iyi kavrayan figürlerden biri olduğu açıktır. Bilhassa devlet, hukuk ve temsilî kurumlar üzerine yazdıkları büyük yankı uyandırmış, bilhassa rasyonel bir uzlaşma zemininin olanaklı olmadığını iddia etmesi ve siyasalı dost düşman ikiliği olarak kavraması büyük tartışmaları beraberinde getirmiştir. Chantal Mouffe’un derlediği makalelerden oluşan Carl Schmitt’in Meydan Okuması bu iddiaların hem kendileriyle hem de politik sonuçlarıyla, dolayısıyla günümüze kadar uzanan etkileriyle yüzleşen makalelerden oluşuyor. Paul Hirst, Slavoj Zizek, David Dyzenhaus, Ulrich K. Preuss gibi kendi alanlarında etkili isimler çağımızın dinamiklerini onunla didişerek ama onun kavramlarıyla sorgulamayı deniyor. “Siyasi birliği” yeniden düşünmenin gerekliliği aşikardır. O halde, Schmitt’ten öğrenecek çok şey var