Gerçekçilik akımı, 19. yüzyılın son yirmi yılından itibaren, Ermeni edebiyatında yön belirleyici bir hareket halini almıştır. Özellikle İstanbul’da bir grup genç yazar, 1884 yılında kurulan Arevelk (Doğu) gazetesinin çatısı altında, geniş halk kitlelerinin verdiği yaşam mücadelesini, sosyal çelişki ve eşitsizlikleri, İstanbul’da, gurbette yaşayan taşralı Ermenilerin çektikleri zorlukları, toplumsal sömürünün boyutlarını eserlerinde ele almış, bu sorunları toplumsal gerçekçi bir çerçevede dile getirmişlerdir.
Yervant Sırmakeşhanlıyan (Yeruhan), eserlerinde, toplumun en alt kademesindeki insanların, “insanca” yaşam adına, ellerinde avuçlarında ne varsa, hayat denilen o kumar masasına sürmekten çekinmemelerini, biraz acı biraz alayla, kısacası ironiyle vermiştir.
Balıkçı Sevdası ise yazarın, yine alt tabakadan bir grubun, balıkçıların yaşantılarıyla ilgili, birbirinden sıcak, dram yüklü öykülerinden oluşuyor. Kitapta, 20. yüzyıl başlarındaki, payitaht İstanbul’un balıkçıları, balıkçı semtleri, eğlence yerleri resmigeçit yapıyor adeta.