Çok yüksekteki, küçücük bir pencereden yumuşacık bir nağme duyuldu. Bir melodi, bir şarkı, çok hoş bir ses. Rüzgâra karışıp şehre indi. Bu şarkı yaşlıları genç, yalnızları mutlu hissettirdi. Tüm kasabayı neşeye boğdu, iyilik yapmak için heveslendirdi. Şarkıyı kimin söylediğini kimse bilmiyordu, ancak bildikleri şey şarkının onlara iyi geldiğiydi. Ta ki bir gün şarkı susana dek. Kasaba halkı ne yapacaktı? Bunun kararını vermek yine onlara bağlıydı... Herkesin şarkısını kurtarmanın bir yolunu bulabilecekler miydi?
Bu mükemmel, şiirsel hikâyeyle ilk resimli kitabını ortaya çıkaran Lucy Morris; müziğin getirdiği neşeyi, birlik olmanın önemini ve küçük inceliklerin güzelliğini herkese tanıtıyor.