"Bugüne kadar haklarında yüzlerce kitap yazılan ve inançları, değerleri ve kodlarıyla her gün bilinçli bir şekilde oynanmaya çalışılan Alevilerin "kendilerini bilmek” gibi temel bir hakları yok sayılmaktadır. Önyargılı ve/veya politik olarak angaje olmuş çoğu araştırmacının kitapları ve söylemleriyle Aleviliğin hızla eritilmeye, dönüştürülmeye çalışıldığının örneklerini görmek fazlasıyla mümkün.
Aleviler kendilerini ifade edecek hemen hemen bütün mekanizmalardan yoksun bir şekilde inançlarını yaşatma kavgası vermektedirler. İbadet etme olanakları, yazılı tarihleri, topluluğun hafızasına ait eserleri tahrip edilmiş olan Alevilerin ellerinde bugün yalnızca sözlü kültürleri kalmıştır. Bu kültür ise yine asimilasyonist politikaların derin bir saldırısı altındadır. Halk bilimiyle uzun yıllardır uğraşan Leyla Akgül’ün bu eseri Alevi toplumunun elinde kalan son değere önemli bir katkıdır. Sözlü kültürün büyük ulu ozanı Pir Sultan Abdal bugün daha fazla ve yeniden anlaşılmak zorundadır. Alevi topluluğunun hakim hegemonya tarafından içerisine "sızılamayan” ender değerlerinden olan bu ozanın anlaşılmasına bir katkı olan bu eser bir başvuru kaynağı olarak hak ettiği yeri alacaktır.