“...Bu eserde yer alan hikâyeler; yirminci yüzyılılın son çeyreğinde, hür dünyanın gözleri önünde, üstelik de tarihin canlı olarak kaydettiği en kanlı katliamlardan biri olan ”Hocalı Soykırımı”na maruz kalan; Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal etmesi nedeniyle, binlerce yıllık ata yurtları Dağlık Karabağ’dan; Şuşa, Hankendi, Kelbecer, Laçin, Zengilan, Cebrayıl, Gubadlı, Ağdam ve Fuzulî’den göçe zorlanan, sürgün edilen; bugün dahi kendi evine dönemeyen ve sürgün hayatı yaşayan bir milyon Azerbaycan Türk’ünün yaşadığı insanlık dışı “vahşetin” edebiyata ve bu yolla da ebediyete yansıyan yüzüdür...”