Lidya gözlerini açtı. Bir ses işitmişti. Karanlıkta el yordamıyla abajura uzandı ve ışığı yaktı. Yatak odasının bir köşesinde, yeşil sarmaşıklı duvar kâğıtlarının önünde iri ve korkunç bir adam duruyordu. Çığlık atmaya yeltendi ama sesi çıkmadı. Ellerini boğazına götürüp ağzını daha da açtı. Sanki boğuluyordu. (...) Üzerinde simsiyah giysilerle kendine doğru müthiş bir hızla kayarak yaklaşan adama bir anlığına gözlerini diken Lidya hâlâ nefes almaya çalışıyordu ama boğazında âdeta görünmez eller vardı, onu boğuyorlardı. O zaman odada birden fazla cin olduğunu anladı.
Okurları tarafından tacize uğrayan, çoksatan korku romanları yazarı Selin Kaya’nın yazmakta olduğu yeni romanı gerçeğe mi dönüşüyor?
Hayaletli bir ev, tacizci bir okur ve cinleri konu aldığı yeni romanındaki çözülmeyi bekleyen muammalar...