2709 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ İLGİLİ HÜKÜMLERİ
298 SAYILI SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN
2839 SAYILI MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ KANUNU
2972 SAYILI MAHALLİ İDARELER İLE MAHALLE MUHTARLIKLARI VE İHTİYAR HEYETLERİ SEÇİMİ HAKKINDA KANUN
2820 SAYILI SİYASİ PARTİLER KANUNU
3376 SAYILI ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİN HALKOYUNA SUNULMASI HAKKINDA KANUN
6271 SAYILI CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU
DİĞER İLGİLİ MEVZUAT (TİCARET VE ZİRAAT ODALARI, BAROLAR, MESLEK KURULUŞLARI VS. )
GEREKÇELER
AÇIKLAMALAR
MÜLKİ İDARE AMİRLERİNİN SEÇİMLERLE İLGİLİ GÖREVLERİ
YÜKSEK SEÇİM KURULUNUN GÜNCEL KARAR ÖZETLERİ
Demokratik devlette demokrasi, halkın, halk için halk tarafından yönetilmesi olarak tanımlandığında ve algılandığında sistemde bir takım demokratik değerlerin de varlığının kabulü gerekir. Anayasa Mahkemesi 21. 04. 1992 tarihli ve 1992/1 Esas-1992/30 sayılı kararında demokratik devletin ortak özelliğini; çoğulculuğun, katılımcılığın varlığını ve uygulamasını hedef seçen yönetim biçimi olarak belirtmiştir; demokratik devlette; genel siyasal karar organlarının genel, serbest, eşit ve dürüstçe yapılan seçimlerle oluşturulması esastır. Bu cümleden hareketle, demokrasinin olmazsa olmaz koşullarının başında seçme ve seçilme hak ve özgürlüğü gelmektedir. Ülkemizdeki seçimlerin yönetim ve idaresinin tarihçesine bakıldığında belli aşamalardan geçilerek bugünlere gelindiği görülür. Bu bağlamda seçimleri düzenleyen kanun hükümlerinin 1876 Anayasasından başlayarak gelişmiş hali, günümüz mevzuatında yer almıştır. O dönemlerde seçimlerin hangi kurum ve kuruluş tarafından yapılacağı açıkça düzenlenmediğinden, seçimleri yönetme ve denetleme görevinin idarelerce yürütüldüğü görülür. Çok partili dönem seçimlerinin yapıldığı 1946'lı yıllarda da seçimlerin yönetimi ve idaresi idari organlarca yerine getirilmiştir. Ancak, bu dönem yapılan seçimlerin dürüstlüğü konusu sürekli eleştiri konusu yapılmış ve idarenin iktidarın etkisinde kaldığı ileri sürülerek güven duygusunun sarsıldığı, seçmen idaresinin sakatlandığı iddiaları gündeme taşınmıştır. Bu eleştiri ve yakınmaların sonucu olarak, seçimlerin dürüstlüğünün ve güvenirliliğinin sağlanabilmesi için araştırmalar yapılmış ve demokrasinin güvencesi olan bağımsız ve tarafsız bir seçim kurulu oluşturulması 1961 Anayasasının 75. maddesi hükmüyle olanaklı kılınmış ve bu Kurul, Yüksek Seçim Kurulu olarak adlandırılmıştır. 75. maddede, seçimlerin yargı organlarının genel yönetimi ve denetimi altında yapılacağı hükümlerine yer verildikten sonra Yüksek Seçim Kurulunun kuruluşu ile görev ve yetkileri ile diğer seçim kurullarının görev ve yetkilerinin kanunla düzenleneceği vurgulanmıştır. Bu hükümler, 07. 11. 1982 tarih ve 2709 sayılı Anayasanın 79. maddesinde de korunmuştur. Bu madde hükümlerine göre, Yüksek Seçim Kurulu altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçilen onbir yüksek mahkemeler üyelerinden oluşacağı öngörülmüştür.
Bu Kurul kendi arasından salt çoğunluk ve gizli oyla bir başkan ve bir başkanvekili seçer. Başkan ve başkanvekilinin dışında kalan 9 üye arasından, 2'si Yargıtay, 2'si Danıştay'dan olmak üzere ad çekme ile dört üye yedek olarak ayrılır.
Yüksek Seçim Kurulunun üyelerinin görev süreleri 6 yıldır. Üç yıl da bir Ocak ayının ikinci yarısında bir kısım üyelerin görev süresi sona erer ve yenileri seçilir. Görev süresi dolan üyeler yeniden seçilebilirler. Kurulu başkan temsil eder. Başkanın yokluğunda başkanvekili, onun da bulunmadığı zaman en yaşlı üye başkanlık görevini yerine getirir.
Seçimlerin temel esaslarını ve kurulların görev ve yetkilerini düzenleyen 26. 04. 1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun 02. 05. 1961 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunda; seçimlerin temel ilkeleri, seçim kurulları, seçmen kütükleri, seçim propagandası, seçim araç ve gereçleri, sandık başı işleri ve düzeni, oy verme, sayım ve döküm, sonuçlarının birleştirilmesi, itiraz ve şikayetler ile seçim suç ve cezaları yer almaktadır.
Eserde, açıklanan bu temel seçim kanununun yanında, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu; 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi Hakkında Kanunla ilgili madde ve değişiklik gerekçeleri, açıklamalar, madde ile ilgili karar özetleri verilmeye çalışılmıştır. Seçim hukuku kendine özgü bir hukuk dalı olup, sürenin en katı uygulandığı, saniyelerin önem arzettiği ve hiçbir gecikme nedeninin uygulanmadığı bir hukuk alanıdır. O nedenle, ilgili olanların herhangi bir hak kaybına uğramamaları bakımından; konuları ayrıntılı ve doğru olarak bilmesi gerekir. Biz bu çalışmamızda, doğru olanları ve doğru yorumları ortaya koymaya çalıştık, umarız fayda sağlamış oluruz.