Charlie sekiz yaşındayken başına bir şey geldi. Bir yolculuğa çıktı ve o zamandan beri eve dönmeye çalışıyor; hem de
DÖRT YÜZ YILDIR!
*
Kumandası çalışmayan bir araçla uzay boşluğunda sürüklenen Charlie, CÖRK denen tuhaf ve iğrenç yaratıkların gezegenine zorunlu iniş yapıyor! Acaba sonsuza kadar burada mahsur mu kalacak?
*
CİHAZLAR, İCATLAR, CANAVARLAR, YARATIKLAR, ACIMASIZ CANİLER…
Hiçbir macera, Charlie Small için fazla BÜYÜK olamaz.
Adam Asmaca!
BAM! ÇAT! GÜM!
“Şu an ne yapıyorum biliyor musun, Charlie Samll?” diye Joseph Craşk’in dışarıdan sesi geldi.
Onu duyabiliyordum, ama hapishane hücresinin parmaklıklı penceresi, uzanamayacağım kadar yüksekteydi. Buna rağmen zalim düşmanımın neyle uğraşmakta olduğunu, adım gibi biliyordum. Fakat ona yanıt vermedim. Karşılık vermek onun daha da böbürlenmesine yol açacaktı.
“Darağacı hazırlıyorum, Charlie; sırf senin için,” diye geldi alaysı sesi. “Esasında, portatif darağacımı kullanabilirdim. Fakat hazır seni yakalamışken işi adamakıllı yapıp şöyle sağlam bir düzenek hazırlayayım dedim. Buna bayılacaksın, Charlie.
He-he-he!”
Adam kaçırmaktan hiç utanmayan bu ahlaksız hırsız, sözleri epey iç karartıcı bir idam şarkısı söylemeye koyuldu:
“İpte nasıl sallanırlar bir görsen
Hâlâ kıvranırlar umut kalmamışken
Kahkahaya boğulursun
Gülmekten de yorulursun
İpte nasıl sallanırlar gel bir gör sen.”
Hapishane hücresini sayısız kez araştırmış olsam da hâlâ bir çıkış yolu göremiyordum. Öyle görünüyordu ki, Craik sonunda beni mağlup etmişti…