Ermeni Kırımı, Diktatörlük ve Şiddetsizlik
Halide Edib, düşünce ve edebiyat dünyamızda daha çok yazar ve romancı olarak tanınır. Diğer yandan onun özellikle Milli Mücadele dönemindeki “asker” kimliği; daha sonra hakkında yapılmış olan “resmi” suçlamalara rağmen, yine de Cumhuriyet’in kalıplaşmış resmi öğretisinde bir övünç vesilesi olarak sunulur.
Onu tartışmalı kimliği üzerinden, bir adım daha atarak değerlendirenler ise Halide Edib’i Türk modernleşmesinin öncü kadınlarından biri olarak görürken; Milli Mücadele döneminde savunduğu görüşlere ve belirli noktalarda aldığı tavırlara göre de reddeder. Onun yurtdışında iken Kemalizme karşı yönelttiği eleştiriler ve özellikle “aptalca” bulduğu şapka devrimi hariç yapılan devrimlerin tümünü destekleyen ama bunları demokratik ve liberal ortamda değil diktatörce yapılmasını eleştiren görüşleri, dönemin Gazi Paşa başta olmak üzere kimi yöneticilerini de fazlasıyla rahatsız eder.
Hülya Adak, Halide Edib ve Siyasal Şiddet adlı bu çalışmasında ise tüm bilinen ve genel olarak kabul gören görüşlerin dışına çıkarak “ezber bozucu” bir bakış açısıyla bambaşka bir Halide Edib portresi çiziyor. Adak, bunu “Ermeni Kırımı”, “Diktatörlük” ve “Şiddetsizlik” gibi bir anlamda netameli sayılan konu ve kavramlar üzerinden yaparken, Halide Edib’in çeşitli eserlerinde dile getirdiği görüşlerini, hayatının değişik aşamalarında farklı zaman ve mekân kavramlarına bağlı olarak değişebilen ikircikli tavır ve görüşlerini de eleştirel bir biçimde yorumlayarak çarpıcı sonuçlara ulaşıyor. Ayrıca Hülya Adak bu incelemeyi yorumlarken, Halide Edib’in siyasi düşüncelerini farklı türlerle (roman, otobiyografi, seyahatname, absürt tiyatro
vb.) nasıl ifade ettiğini ve aynı zamanda çiftdilli bir yazar olarak değişik alanlarda yazarken, ifade edişinde görülen “biçim değiştirmiş” kavramsal öğeleri ele alıyor. Özellikle Osmanlı döneminde Ermeni Kırımı üzerine yazdıklarıyla Anglosakson okurlar için yazdıkları arasındaki farklara değiniyor.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi olan Hülya Adak, gerçek anlamda “ezber bozacak” bu çalışmasında; hayatı boyunca hep “başa güreşmiş” bir aydın olan Halide Edib Adıvar’ın entelektüel ve siyasal bir kişilik olarak ne kadar karmaşık ve zor bir karaktere sahip olduğunu da ortaya koyuyor.
Hülya Adak, bu kitabında uzmanı olduğu ve akademik kariyerinde önemli bir yer ayırdığı Halide Edib’e ne kadar ciddiyetle, önemseyerek yaklaştığını gözler önüne seriyor. Yrd. Doç. Dr. Erol Köroğlu, Boğaziçi Üniversitesi