Gündelik Hayatın Tasarımı
Adam Greenfield, insanlığın toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel evrimine hızla yön vermesi nedeniyle radikal teknolojiler adını verdiği yeni teknolojik sistemlerin nasıl işlediğini, toplumlarımız, siyasal alanlar, dil ve psikolojimiz üstündeki etkilerini inceliyor. Radikal teknolojilerin “günlük hayatı bilgi işleme yoluyla sömürgeleştirmesi”ne ve “yaygın ütopyacılığa” karşı hayatî cevaplar veriyor.
Radikal Teknolojiler’de, âniden ortaya çıkarak gündelik hayatlarımızı hızla dönüştüren ve önümüzdeki yıllarda, daha da çok etkiyecek olan uzun bir radikal teknolojiler sarmalını, yani akıllıtelefonları, internetin o geniş, şeffaf ve henüz ne olup bittiğini tam anlayamadığımız uçsuz bucaksız gibi görünen yeni “dünyaları”nı; artırılmış ve sanal gerçekliği; 3D yazıcı ve diğer dijital üretim teknolojilerini; kripto-para ve blok zinciri; dronları; algoritmalar, makine öğrenmesi, otomasyon ve yapay zekâyı sarmalayan yoğun fikir ve gündelik hayat komplekslerinin nasıl işlediğini keşfedeceğiz.
Kafamızı çevirdiğimiz her yerde, hayatımızı hızla değiştiren “yeni” bir cihazla karşılaşıyoruz.
Bu cihazlar cebimizde, çantamızda, evimizde, arabamızda, işyerimizde, sokakta, havada kısacası her yerde ve hayatımızın her ânındalar.
Bu cihazlar olmadan hayatlarımızı sürdüremeyecek bir durumun tam ortasında ve içindeyiz. Ve bu cihazları yöneten o şeytanî, karmaşık algoritmalar “birileri”nin kontrolü altında, geri plandaki bir yerlerde sessizce çalışıyor: Algoritmalar bu sırada ekonomiyi yeniden şekillendiriyor, siyasal alanların temel terimlerini dönüştürüyor ve hatta insan olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımlıyor.
Teknoloji ve teknolojilerin sunduğu değişim kaçınılmazdır. Asıl soru şudur: Teknolojik süreçlere rağmen kendimizi nasıl yeniden şekillendiririz? Bu yeni ve tamamen şeffaf dünyada hayatlarımızı nasıl sürdürüyoruz? Yaşadığımız teknolojik durum ya da şeyin toplumsal sonuçları nelerdir?
Radikal Teknolojiler, bütün bu sorulara, teknoloji uzmanı olmayan okuru da hesaba katarak hayatî cevaplar veriyor.