Son derece tanıdık bir dünya: Demokrasi adına devlet eliyle gerçekleştirilen her gün daha fazla şiddet, baskı, kontrol; bozulan ekonomi, kriz halindeki borsalar, gerçekleri yansıtmayan medya, azami kâra dayanan kapitalist şirketler, yoksulluk içinde yaşayan milyonlar, mutsuz toplumlar…
Bütün bu sistemi çökertmek için son derece sıradışı bir yöntem: Dünyanın her yerinde, beklenmedik anlarda toplanarak yüksek binalardan atlayan gençler karşısında hangi hükümet ne yapabilir? Bir anda şehirlerin ana caddelerine düşen, bedenleri yaşamın tüm renklerine boyanmış genç insanların parçalanmış gövdelerinin yaratacağı dehşet ve kaosu nasıl önleyebilir? Üstelik bütün bu anları kaydeden ve hızla yayan alternatif bir medya örgütlenmesi de oluşturulmuşsa…
Antoni Casas Ros, Almodovar Teoremi ve Enigma’dan sonra, gerçek ile gerçektüstünün iç içe geçtiği, sınırların, zamanın ve mekânın başka anlamlara büründüğü, hayalgücü, yaratıcılık ve cinselliğin otokrat rejimlere baskın çıktığı düşsel bir direniş romanıyla okur karşısında. Sistemi ve yarattığı değerleri kılcal damarlarına dek sorgulayan, esinleyici bir macera…