1910 yılında yayımlanan Küçük Paşa, Karabibik ile beraber edebiyatımızda köy hayatını konu edinen ilk eserlerden biridir. Ebubekir Hâzım Tepeyran bu romanında köyü, köylüyü ve sorunlarını çarpıcı bir olay örgüsüyle birleştirerek işler.
Bir konakta süt anneliği yapmak için İstanbul’a getirilen Selime’nin oğlu Salih, burada o kadar çok benimsenir ki “Küçük Paşa” unvanını alır. Ancak her güzel şeyin bir sonu vardır. Onu evladı yerine koyan Suat Paşa vefat eder ve eşi Naime Hanım, Salih’in konaktaki varlığına katlanamaz. Köyüne geri gönderilen Salih mutludur, zira köy hakkında kendisine çok güzel şeyler anlatılmıştır. Ancak köyde gördükleri ve yaşadıkları karşısında hayal kırıklığına uğrar. Artık “Küçük Paşa” olmayan Salih’in kendisine çok yabancı ve sefil bir ortamda hayata tutunmaya çalışması gerekmektedir…