"Kiminin felaketi,
kiminin ikbalini sağlar."
Bu kitap, bir tarih kitabı değil. Tarihi olaylardan esinlenerek, gerçek kahramanların yanında hayali kahramanlara da yer verilerek yazılmış bir roman.
Öykünün en baskın karakterlerinden biri olan Yedi Sekiz Hasan Paşa, kimileri tarafından hiç anlaşılmamış, kimilerince de yanlış anlaşılmış bir Osmanlı paşasıdır. Öteki baskın karakter olan Ali Suavi konusundaki tartışmalarsa hâlâ sürmektedir. Bu iki kişinin yolu tek bir kez, yine çok ilginç bir yerde kesişir: Çırağan Sarayı.
Okuması yazması olmadığı iddia edilen, Abdülhamit'in hayatta en güvendiği iki kişiden biri ve Osmanlıda orduya er olarak girip Mareşalliğe kadar yükselen tek paşa olan Hacı Hasan Paşa...
Çok baskın kişisel niteliklerin yanı sıra, derin bir gizeme de sahip olan, hem medrese alimi, hem aydınlanmacı, Yeni Osmanlılar'ın hem dost, hem de en amansız düşmanı, hem uzlaşmacı, hem muhalif, hem Mason, hem molla Sarıklı Ali Suavi Bey...
İkisi de yurtsever, ikisi de devletin kurtulması ve yükselmesi için çalışıyor.
Ve bu çabalar II. Abdülhamit'in çok tartışılan saltanatı döneminde yoğunlaşınca, ortaya son derece ilginç bir öykü çıkıyor.