Bilginin ticaret ve ekonomi alanlarındaki görüntüsü, rekabet faktörüne verdiği destektir. Artık işletmeler ve kuramlar, rekabet edebilmek için yeni bilgiye dayalı değişimi yakalamak zorundadır. Bilinen odur ki, yönetim ve kullanılan yöntemler ve teknolojiler her on yılda bir eskimekte, tarihe karışmaktadır. Şirketlerin fiziksel yapıları da olduğu gibi yönetimsel yapılarında da sağlıklı öngörüye dayalı olarak sürekli değişimler yaşanmaktadır.
Bu değişimleri yakalayacak, işlemlerini uyumlu biçimde örgütleyecek, isabetli kararlarla rekabet avantajını ayakta tutacak insan gücü kaynaklarının bu nedenle önemi giderek artmaktadır. Bu kitap sadece işletmecilik dalında eğitim gören gençlere değil, yönetim dünyasında uğraş veren her kademe yöneticilere de yararlı olacaktır.