“Vaka Defteri’nin ne olduğunu mu soruyorsun?’ dedi Hanşici konuşmasına başlarken. ‘Biz dedektifler elde ettiğimiz bilgileri Şehir Sulh Mahkemesi’ne iletirdik. Davadan sorumlu başmüfettiş ya da yargıç yardımcısı da bu bilgileri bir deftere kaydederdi. İşte bu deftere Vaka Defteri derdik.’”
Japon dedektiflik hikâyelerinin öncüsü olarak bilinen Kido Okamoto 1917 yılında kendisine büyük ün kazandıracak Dedektif Hanşici karakterini yaratarak aynı zamanda Japon edebiyatında yeni bir türün –tarihsel polisiyenin– de temellerini attı. Japon edebiyatının Sherlock Holmes’u olarak da bilinen Dedektif Hanşici karakteri, büyük bir başarı kazandı ve yirmi yıl boyunca ilgi gören bir seri olarak devam etti.
Bir kasabayı ele geçiren kediler, ortadan kaybolan insanlar ve çözülmesi güç cinayetler… Dedektif Hanşici ilginç ayrıntılarla süslenmiş pek çok girift, sıradışı ve gizemli olayı daha çok içgüdülerine, deneyimlerine ve hatta bazen de şansına güvenerek çözer. Olayları çözerken, yazıldığı dönem olan Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasındaki dönemin perspektifinden feodal Japonya’daki hayatı da yer yer mizah unsurlarını kullanarak irdeler.