Sağlık piyasası bir tiyatro sahnesidir. Bu sahnede herkes sistemin kendisine verdiği rolü oynamaktadır. Oynanan bu oyunda sevinç, hüzün, komedi, trajedi, entrika, cinayet, kan, üzüntü, ölüm, aldatma, kandırma, dolandırıcılık ve çeteleşme dâhil her şey bulunmaktadır.
Ünlü psikiyatri (ruh hastalıkları) hocası Prof. Dr. Vamık Volkan, hastaların gördükleri rüyalara göre teşhis koymaktaydı. Hoca'ya göre rüyasında yılan veya sürüngen gören eşcinseldi... Amasya'lı bir şeker hastası hastalığına iyi geleceğine inanarak kurutulmuş tavşan pisliği yemişti. Sahte malullük raporu da her şey gibi alınıp satılabilen bir şeydir.
Günümüzde yalnız Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde sağlık hizmetleri; tıbbi ürün, ilaç ve teknolojilerin pazarlanmasının bir aracıdır. Sömürü düzeninde Sağlık Sistemi, insan sağlığını korumayı ve hastalıkları iyileştirmeyi amaçlamaz.
Cerrahi uygulamalarda artarak devam eden bir kanser saplantısı vardır. Alışılmışın dışındaki her türlü durumda kanserden şüphelenilmektedir. Şüphe bir kanıt gibi kabul edilerek sağlıklı birçok organ çıkarılmaktadır.
Her cerrahi dalda gereksiz birçok ameliyat yapılmaktadır. Apandisit, tiroid, mide, safrakesesi ameliyatları genel cerrahide, gereksiz olarak en sık yapılan ameliyatlardandır.
Antalya'dan her gün iki otobüs dolusu hasta "şifa" bulmak üzere, Adıyaman Kâhta'daki Menzil Şeyhi'nin yanına gitmekteydi. Aralarında fıtık tedavisi için gidenler de vardı.
Devlet; sağlık hizmetlerindeki yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlükleri görmezden gelmektedir. Bu konularda yapılan uyarıları gereği gibi inceleyeceği ve soruşturacağı yerde, rüşvet alan ve yolsuzluk yapanları korumaktadır.
Modern tıbbın en iyi pazarlama tekniği kanser korkutmasıdır. Tiroid ameliyatlarının çoğu kanser korkutması ve şüphesiyle yapılmaktadır. Kanserde erken teşhis bir palavradır.
Türkiye'de üniversiteler bilim yuvaları değildir. Soru soran, düşünen, mevcut görüş ve sistemleri eleştiren kişilere üniversite hocalarının hiç tahammülleri yoktur.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Kliniği'ndeki bir profesör şöyle dedi: "Ben bazen, doğum yaptırdığım kadınlara küfrederim, hatta döverim. Bu kadınlar bir süre sonra bana tekrar gelirler ve 'Hocam, geçen sefer sizi üzdük ve rahatsız etik. Acaba bizi tekrar kabul edebilecek misiniz?'derler."