Gelecekte veya geçmişte, hiç alışık olmadığınız karanlık bölgelerde, hiç de tekin olmayan tuhaf yolculuklara çıkıp, hayal gücünüzün sınırlarını zorlamak ister misiniz? Yanıtınız evet ise, Demirdenizi tam size göre…
Gerçekten de bambaşka, fantastik bir dünya bu... Toprağın derinliklerinden gümbürtüyle gelen devasa kralköstebekleriyle, gökyüzünde tehditkâr bir biçimde uçup duran ray martıları ve kahraman yarasalarıyla, raylarda aniden beliriveren tren melekleriyle, Melville’in Moby Dick’inden Defoe’nun Robinson Crusoe’suna edebî göndermeleriyle, sınırlara ve “öteki âlemler”e ulaşma azmiyle, avlarının ve felsefelerinin peşinde her tür maceraya atılan tutkulu kaptanlarıyla, yeni dünyaların ve algıların kapısını aralarken maceranın tam ortasına yerleşen genç dehalarıyla… bambaşka!
Miéville, hiç şüphesiz, günümüzün en esaslı, en fantastik, hayal gücünü en çok kışkırtan hikâye anlatıcılarından biri. Demirdenizi de yine şüphesiz,
onun en güzel, en çarpıcı anlatılarından biri.
Demirdenizi’nin açıklarında masalsı bir dünyaya kaptırıp gitmişken, para/kredi/borç ilişkilerini, doğa ve teknoloji arasındaki çelişkileri, hurdaya dönüştürdüğümüz çevreyi, iktidarı ve bürokrasiyi, bir felsefenin peşinde her şeyi göze alıp çılgınca koşturabilmeyi, insanın saflığını ve acımasızlığını ve benzeri olgu ve gerçekleri enine boyuna sorgulamak/sorgulatmak kolay mı?
China Miéville’in, diğer bilim kurgu ve fantastik edebiyat yazarlarından
farkı tam da burada… Eşsiz bir macera, tuhaf bir kurgu, günümüzü ve geleceğimizi sorgulayan düşünsel birikim Demirdenizi’nde bir arada!