Kalkülüs olmasaydı, cep telefonlarımız, televizyonlar, GPS ya da ultrason olmazdı. DNA’yı çözümleyemez, Neptün’ü keşfedemez ya da cebimize beş bin şarkı sığdırmanın yolunu bulamazdık.
Steven Strogatz parlak yaratıcılığı ve herkesin anlayabileceği tarih anlatımıyla kalkülüsü anlatıyor. Lise ve üniversitede pek çoğumuzu korkutsa da aslında kalkülüsün karmaşıklıkla değil, sadelikle ilgili olduğunu gösteriyor. Sonsuzu, yani gerçek olmayan bir sayıyı dizginleyerek gerçek dünya problemlerinin üstesinden gelmenin, bu problemleri daha kolay parçalara ayırıp bulunan sonuçları bir araya getirerek çözüme ulaşmanın muhteşem hissini okuyucuyla paylaşıyor.
Sonsuzun Gücü, kalkülüsün onu bulanları nasıl hayrete düşürdüğüne ve etkilediğine değiniyor. Antik Yunan’daki ilk nüvelerinden kalkülüs tarafından öngörülmüş kütleçekimsel dalgaların keşfine, okuyucuyu harika bir serüvene çıkarıyor. Strogatz matematiğin bu formunun, karşılaşılan problemleri çözmek için her çağda nasıl geliştirildiğini anlatıyor. Sadece kum ve bir sopayla dairenin alanını bulmaktan Mars’ın neden bazen “ters yönde” gittiğini açıklamaya, mıknatıslarla elektrik üretmekten roketlerimizin Ay’ı bulabilmesine, AIDS’e karşı mücadelede gidişatı olumlu yöne nasıl çevirdiğine kadar kalkülüsün pek çok tarihi anını ele alıyor.
Strogatz’ın da kanıtladığı gibi, kalkülüs evrenin gerçek dili. Sonsuzun Gücü, bu dilin temel ilkelerini sunuyor ve okuyucuyu şaşırtıcı, yeni bir dünyaya davet ediyor.
Şahane… Keyifli, ve etkileyici anlatılardan oluşan seçki, kalkülüsün günümüz dünyasının şekillenişindeki rolünü kavramamızı sağlıyor.
The Washington Post