“Amerikan rüyasını tersine çeviren bu çılgın ve durdurulamaz romanın adındaki ‘Kâbus’ boşuna değil. İnsanın asla kaçamayacağı bir tuzakta mahkûm kaldığı bu hikâye, yazarın yüreğinden ve zihninden geliyor. Noir hiç bu kadar otobiyografik olmamıştı.” –Los Angeles Times
Gezici bir karnavalın yozlaşmış cennetinde, içindeki dehşetin yönlendirdiği Stanton Carlisle zengin olmak ve istediklerini kazanmak için insanları suistimal ve manipüle eden, gerekirse öldürmekten çekinmeyen biriydi. Her türlü numarayı öğrenip spiritüalizm kisvesi altında zenginlerin parasını cebe indirmeyi planlarken, zekâsına ve hırsına yaraşır bir dengi karşısına çıktığında ise işler hiç de düşündüğü gibi gitmeyecekti.
Çağdaş gizem edebiyatının en önemli örneklerinden biri olan Kâbus Sokağı, bizi karanlık karnavalların, tuhaf gösterilerin dünyasına götürüp insanların içinde saklanan canavarlıkları ortaya döküyor.