Sergi Batılıların, çeşitli merak ve ilgi alanları nedeniyle, 18. yüzyılda başlayan ve takip eden yüzyıllarda dönüşerek süregelen Doğu topraklarına yolculuğunun İstanbul odaklı öyküsünü anlatıyor. Doğu seyyahlarının tarih içinde değişime uğrayan profilini, misyonerlerden bilimadamlarına, tüccarlardan siyasetçilere ve maceracılardan sanatçılara kadar geniş bir insan yelpazesi içinde çizmek mümkündür. Aralarında coğrafyacı, arkeolog, dilbilimci, mimar, botanikçi ve din adamlarının da bulunduğu kalabalık bir meslek grubu, 18. yüzyıl sonundan 19. yüzyıl ortalarına kadar Doğu coğrafyasında seyahat etmiştir.
1850'li yıllara kadar sürdürülen keşif eksenli araştırmacı dil, Kırım Savaşı sonrasında yerini seyyah gruplarının Doğu kültürünü tüketici diline yerini bırakır. Artık seyahatin öznesi bilim kurumlarının Doğu'ya gönderdiği bilgi toplayıcı ve yorumlayıcı seyyah tipi değil, bu tipin ürettiği imgeler üzerinden gizemli coğrafyaları hızla yağmalayan turist tipidir.
"Doğu'nun Merkezine Seyahat 1850-1950" sergisi, bireysel keşif seyahatlerinin yerini alan kitle turizmi ve seyahat kültürünün dönüşümünü, Osmanlı dönemi fotoğrafları ve efemera alanlarında dünyanın önde gelen koleksiyoncularından biri olan Pierre de Gigord'un koleksiyonundan derlenen eserler aracılığıyla inceliyor.
Based on materials selected from the vast collection of Pierre de Gigord, one of the leading collectors of Ottoman-era photographs and ephemera in the world, the exhibition Journey to the Center of the East sheds light upon early years of mass tourism that replaced individual journeys of discovery, and the transformation of travel culture. The accompanying catalogue is comprised of articles by the curators Ekrem Işın and Catherine Pinguet that examines the subject with a broader sense, and as well as articles by Jean-Michel Belorgey, Sophie Bach, Timour Muhidine and Thierry Zarcone on more spesific themes such as traveling to İstanbul by train, travelers' preferences of books, their interest in sufi orders, and tourist identity.