“Dün Odamı Ayırdılar. Müdür yardımcısının söz verdiği gibi şimdi bütüntedavilerimi olursam, haftaya özgür kalacak mıyım? Hasta mıydım ki?Bir yıl boyunca ne kadar yalvarıp kâğıt ve kalem istediysem de kimsebu yalvarışlarıma kulak asmadı. Sürekli kendi kendime elime kâğıt kalem geçirirsem yazacak pek çok şeyimin olduğunu düşünüyordum.Fakat dün, istemediğim halde bana kâğıt ve kalem getirdiler. Nihayetsahip olmayı çok istediğim ve onca zaman beklediğim şeye
kavuştum!... Ama ne fayda! Dünden beri ne kadar düşünsem deyazacak bir şeyim yok. Sanki birisi elimi tutmuş veyahut kolumhissizleşmiş gibi. Şimdi bakıyorum da kağıtlara karaladığım onca karışıkve dağınık notların arasında, yalnız bir cümle okunabiliyor: Üç Damla Kan