Son dönemlerde ülkemizde Yahudilik ve İsrail’e akademik anlamda yoğun bir ilgi müşahede edilmektedir. Türkiye-İsrail ilişkileri de bu konularda yapılacak çalışmaları önemli kılmaktadır. Yahudilik veya İsrail’le ilgili araştırmalarda, kaynak dili olarak İbranicenin kullanılması fevkalade önemlidir.
İbranice, Batı Sami Dilleri grubuna aittir. Bu dil adını İbranilere nispetle almıştır. Yahudiler tarafından “kutsal dil” (laşon ha-kodeş) olarak isimlendirilir. Yahudi kaynaklarında bu konuda bol yorumlar mevcuttur. İbranice, bir dil adı olarak ilk kez yaklaşık M.Ö. 130’larda Grekçeye tercüme edilen Yahudi apokrif kitaplardan Ben-Sira kitabının girişinde geçer.
Çeşitli inançsal kaynaklı nedenlerden dolayı M.Ö. 6.yüzyıldan başlayarak Yahudilerin günlük kullanımlarından çıkan İbranice ancak ibadet ve lütürji, şiir ve nesir dili olarak varlığını sürdürmüştür; sinagog ilahileri, dua kitapları, tefsirler, responsalar/fetvalar bu dilde yazılmıştır. İbranicenin yeniden işlerliğe kavuşturulması çabaları, bir Yahudi devleti kurulması ülküsünün baş gösterdiği 19.yüzyıl sonlarını izleyen döneme rastlar.
1920 yılında İngiliz Mandası dönemi Filistini’nde İngilizce ve Arapçanın yanında üçüncü bir dil olarak kabul edilen İbranice, 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasından sonra resmî dil kabul edilmiştir.