Ahmet Hamdi Tanpınar Son Bakışlar
Yaşadığı dönemde Tanpınar'a yeterince ilgi gösterilmediği yargısı, neredeyse ir edebiyat efsanesine dönüştü. Doğrusunu söylemek gerekirse, bir derleme çalışması için Tanpınar üzerine yazılmış bütün yazıları, kıyıda köşede kalmışına kadar bulup okumaya çalıştığımdan beri yazar tarafından yönlendirildiğimizden kuşkulanmaya başladım. Acaba bizi böyle düşünmeye kışkırtan yazarın şikâyetleri miydi? Ölümünden iki yıl sonra yayımlanan Tanpınar in Şiir Dünyası'nda (Mehmet Kaplan), günlüğünün o meşhur "sükût suikasti" cümlesiyle biten son sayfalarını okumasak yine böyle düşünecek miydik? Edebiyat tarihleri de gösteriyor, istisnalar dışında öncü yazarların alımlanma süreci oldukça yavaş gelişmiştir. Metnin yapısı, konusu, iletisi ile geniş okur kesiminin beklentisi kesişmediğinde buluşmanın ertelenmesi kaçınılmaz olmuş. Tanpınar da meseleleri ve duyarlığıyla çağının Ötesine düşen bütün nitelikli yazarların ortak talihini yaşamıştı sadece. Bugünlerde, Tanpınar hakkında yayımlanmış kitap sayısı otuza ulaşmıştır. Bunlardan sonuncusu, 2010 yılında yine Abdullah Uçman'la birlikte, Kültür Bakanlığı için hazırladığımız Ahmet Hamdi Tanpınar kitabıdır. Bu kitap üzerinde çalışırken, Tanpınar'ın yurt dışı telif haklarını yöneten Kalem Ajans'la birlikte uluslararası bir Tanpınar sempozyumu düzenledik. Elinizdeki kitap, 1-2 Kasım 2010 tarihlerinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde gerçekleştirilen, "Dünyada ve Türkiye'de Tanpınar Zamanı" başlıklı sempozyumun panel, söyleşi ve bazı bildirilerini bir araya getiriyor. Bu sempozyum, sadece Tanpınar edebiyatına yeni yorumlar getirmekle kalmadı, çok hoş bir tesadüfle, bize yazarın dünyasından yeni belgeler de kazandırdı."