Çağdaş İran edebiyatının temsilcilerinden Cafer Modarres Sadeghi'nin iki öyküsünü bir araya getiriyoruz bu kitapta: 1983 tarihli Bataklık ve 2004'te yayımlanan Ben Sabaha Kadar Uyanığım. İlk bakışta bireysel birer anlatı gibi görünen bu öykülerde, devrim sonrası İran'da gündelik hayatın izlerini görmek, siyasi tartışmaların, çıkmazların, eylemlerin izlerini sürmek mümkün. Yalın ve sade bir üslupla kaleme aldığı öykülerinde Sadeghi, toplumsal bir haletiruhiyeyi ustalıkla yansıtıyor.
“Oyunumuz daha yeni hareketlenmiş, seyredilir olmuştu… Bozmuyorduk. Top ağa takılmıyordu, yere düşmüyor, dışarı çıkmıyordu; rüyada oynuyor gibiydik… Daha yeni ısınmıştık oyuna, nasıl gideceğini düşünüyorduk. Daha yeni başlıyorduk son defa oynadığımız gibi oynamaya… Ama son kez oynadığımızda biz bizeydik, sadece biz bize ve tek bir seyircimiz bile yoktu. Oysa şimdi seyircilerimiz vardı ve yeni seyirciler teker teker geliyor, masanın etrafını çeviriyorlardı. Ciddi bir izdiham vardı… Epeydir çıt çıkarmıyor, sadece oyunumuzu oynuyorduk. Zil çaldığından beri oyunu bozmamıştık. Sadece oynuyorduk. Topu kaçırmayı düşünmeden, sayı almayı düşünmeden, kazanmayı düşünmeden…