Dünyadaki değişim ve dönüşümün en çok etkilediği alanlardan birisi olarak karşımıza güvenlik çalışmaları çıkıyor. Güvenlik paradigmasındaki değişimde ise ekonomi son dönemlerde kendinden daha fazla söz ettiriyor. Kaynak paylaşımı, ticaret savaşları, ekonomik yaptırımlar ve çok taraflı anlaşmalar gibi kavramların sıklıkla kullanılmaya başlandığı bu dönemde “ekonomi güvenliği” kavramı da yerleşik düzenin aktörlerini ve politikalarını anlamak açısından bize ışık tutan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar yakın zamanda sona ereceğine ilişkin ütopik eleştirilere maruz kalsa da küreselleşmenin getirdiği yeni devlet ve hayat tarzı ulusal güvenlik anlayışında ekonomi güvenliği çalışmalarına büyük bir alan açıyor. Yaklaşık 8 yıldır bu devasa alanda farkındalık oluşturmak ve literatüre katkı sağlamak için gayret gösteriyorum. Benim ekonomi güvenliği ile ilgili akademik makalelerim ve öğrencilerimin tezlerinin yanı sıra katıldığım televizyon programlarında ve bir süreden bu yana Yeni Şafak Gazetesi’ndeki köşe yazılarımda konuyu işlemeye ve farkındalık oluşturmaya gayret ediyorum. İşte elinizdeki bu kitap da 2 yıldan fazladır kaleme aldığım 250’ye yakın makalenin içinden seçilmiş yazılardan oluşuyor.
Yazılarımın tamamı yazıldığı dönemde yaşanan olaylarla ilişki olup, yaşananları ekonomi güvenliği perspektifi ile ele alıyor. Kimi zaman öngörüler sunuyor, kimi zaman durum tespiti yapıyor, kimi zaman da çözüm önerileri sunuyor. Ekonomi güvenliği alanıyla ilgilenen tüm okuyucuların faydalanması ve yeni çalışmalara yol açması dileklerimle...