Sağlık turizmi, geçmişi antik çağlara kadar uzanan, günümüzde de sıklıkla tercih edilen ve önemi gittikçe artan bir alandır. Sağlık turizminin gelişimi pek çok hukukî sorunu da beraberinde getirmektedir. Sağlık turizminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığın hangi ülke hukukuna göre çözüleceğinin tespiti bu sorunların en önemlilerindendir. Çalışmanın ilk bölümünde sağlık turizmine ilişkin kavramlar, sağlık turizminin tercih sebepleri ve sağlık turizminin türleri açıklanmıştır. Bu bölümde ayrıca sağlık turizmi çerçevesinde kurulan sözleşmenin hukukî niteliğine ve bu sözleşmenin tüketici sözleşmesi vasfına sahip olup olmadığına, hekimin ve hastanenin sorumluluğuna dair kavramlara, özellikle hatalı tıbbî müdahale ile aydınlatma yükümlülüğünün ihlâli gibi uygulamada en sık karşılaşılan sorumluluk hâllerine yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde çalışmanın ana teması olan uygulanacak hukuk konusu, MÖHUK hükümleri bağlamında ve karşılaştırmalı hukuk ışığında; sözleşme, haksız fiil ve vekâletsiz iş görme statüsü olmak üzere üç ana başlık hâlinde incelenmiştir. Sözleşme statüsü kaleme alınırken MÖHUK m. 24 ve m. 26’ya göre uygulanacak hukukun tespiti ve hukuk seçimi meseleleri detaylı olarak incelenmiştir. Haksız fiil ve vekâletsiz iş görme statüsü açısından sıkı ilişkili hukuk ve fer’i bağlanmanın önemi ortaya konulmuştur. Bu bölümde son olarak kamu düzeni ve doğrudan uygulanan kuralların, lex causae’nın uygulanmasını nasıl sınırlandırdığı sorusu cevaplanmıştır.