Bu kitap, satrancın temel kavramlarını, bilinmesi gereken oyun taktiklerini, oyunun kurallarını, açılışları, oyun ortası varyantları ile oyun sonu temalarını içermektedir.
Ayrıca spor psikolojisini öğretirken satrancı sevdirmeyi de amaçlamıştır. Bütün spor müsabakalarında olduğu gibi satrançta da herkes kazanmak ister. Kazanıldığı zaman alınan keyif diğer oyun ve spor müsabakalarından daha farklıdır.
Ana hedef rakip şahı yenmek olsa da, satranç; mantıksal düşünmeyi öğretir. Hayal gücünü ve yaratıcılığı geliştirir. Bir kişinin kendi yargı etkisinde kararlar almasını ve özgür düşünmesini sağlar. En önemlisi eylemlerin sonuçlarını öngörme yeteneğini geliştirir. Dikkati güçlendirir. Odaklanmayı sağlar. Pes etmemeyi öğretir. Satrancın emeklisi yoktur. Rakip 80 yaşında bir dede, 7 yaşında bir çocuk da olabilir. Satrancın dili evrenseldir. Satranç oynayanlar birçok insanla tanışma fırsatı yakalar. Bu kişilerin sosyal yönü güçlü olur. Satranç aracılığı ile tanışılan kişi-lerle ömür boyu dostluk kurulabilinir. Kaybedenin de kazandığı bir oyundur. Şimdiye kadar en büyük oyunculardan biri olan Capablanca: " Kaybettiğim oyunlardan, kazandıklarımdakinden daha çok şey öğrenmişimdir.” demiştir.