İspanya’dan sürgün edilen Yahudilik, Doğu’da güçlenen İslamiyet, Batı’da ise içine düştüğü bin yıllık karanlığın ardından hakikatini aramaya başlayan Hıristiyanlık... Ve Süleyman Tapınağı’nın yıkılmasıyla sırra kadem basan ama her ne hikmetse Akdeniz coğrafyasının bu karanlık döneminde tekrar ortaya çıkmaya karar veren Kutsal Ahit Sandığı…
Deniz Uzunoğlu Rönesans’ın çalkantılı tarihi üzerine kurguladığı romanında 15. yüzyılda, bir kadının aşkı uğruna Akdeniz’de kılıç kılıca gelen iki çocukluk arkadaşının hikâyesini kaleme alıyor. Bir yanda küçük bir ticaret teknesi ile hayata başlayan ve Osmanlı Kaptan-ı Deryalığına yükselen Hızır Hayrettin Barbarossa, diğer yanda Birleşik Haçlı Donanması Başamirali Andrea Doria.
Batı’da İspanyol Monarkların, Doğu’da Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın iktidarda olduğu; Saint Jean Şövalyeleri’nin Akdeniz’de yüreklere korku saldığı, Leonardo da Vinci, Kristof Kolomb, Piri Reis, Machiavelli gibi şahsiyetlerin yaşadığı bu dönemi detaylarıyla öğrenmek için İspanya’ya gelen William Shakespeare’e hikâyeyi anlatansa, İnebahtı’da Türklere karşı savaşırken bir kolunu kaybeden, beş yılını Cezayir zindanlarında esir olarak geçiren, vatanına döndükten sonra ise ünlü romanı Don Kişot’u kaleme alıp adını tarihe altın harflerle yazdıran Miguel Cervantes de Saavedra.
Barbarossa/Rönesans Korsanları, tarihin en kanlı savaşlarının yaşandığı bir dönemde yiğitlikleriyle nam salan savaşçıların, egemenlik alanlarını genişletmeye çalışan imparatorların birbirlerine karşı verdikleri mücadeleleri ve bu yangının içinde iki adamın da yüreğinde aynı anda filizlenen destansı bir aşk hikâyesini akıcı bir üslupla sunuyor, okuyucuyu nefes kesen bir maceraya yelken açmaya davet ediyor.