Kutsal metinlerden mitolojiye, sözlü gelenekten yazılı kültüre, İsrailiyattan tarih kitaplarına, efsanelerden halk anlatılarına kadar birçok alanda Ashab-ı Kehf kıssasının etkilerini görmek mümkündür. Mağara Arkadaşları veya Yedi uyurlar olarak anılan Ashab-ı Kehf’in hikayesi, zikredilen alanlarla ilgili kitaplarda ayrıntılarıyla birlikte oldukça geniş bir yelpazede anlatılmıştır. Fakat bu kıssa, özellikle mesnevi geleneğinde kendisine önemli bir yer bulmuştur. Ashab-ı Kehf, divan şiirinde her ne kadar kıssa olarak ifade edilmişse de dil ve üslup açısından yer yer efsane, söylence, menkıbe ve masal özellikleri gösteren bir hikaye olarak anlatılmıştır. Ashab-ı Kehf’i konu edinen eserler arasında özellikle Raşih’in kaleme almış olduğu "Vasf-ı Ashab-ı Kehfü Na’t-ı Rakim", hem hacim hem de içerik bakımından diğerlerinden farklılık arz eden bir mesnevi olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu eser; başta Kur’an olmak üzere hadis-i şerifler, tarih ve tefsir kitapları, sahabe rivayetleri, İsrailiyat kaynaklı haberler ve halk anlatılarından faydalanılarak kaleme alınmıştır. Bu mesnevi, Ashab-ı Kehf’le ilgili birçok farklı rivayeti anlattığı gibi, XVII. yüzyılın çok fazla bilinmeyen simalarından olan hattat ve şair Mehmed Sa’id Raşih’in de bilim alemine tanıtılmasına vesile olmuştur.