Yılanların her biri öbürüne benziyordu. O, derisi en parlak olanı seçti, başına koydu; gözleri kırmızı olanı, pörtlek olanı, turuncu renkliyi, boz çizgiliyi saçlarının arasına yerleştirdi. Sayısız yılan başı Defne’ninsaçları arasında kımıldanıyor, Defne bakışlarıyla taş edeceği zamanı bekliyordu.
Yılanlar, içine kararlı bir sakinlik yaydı.
Mırıltılar, kokular, nar taneleri, karıncalar, pencereler, boş arsalar, zeytin taneleri ve yılanlar... Defne’nin elleri, kırık aynadaki yüzü, tenhalığı, Defne’nin tarihi...
Soğuk ve Temiz, yokluğun, merhametsizliğin ve hesaplaşmanın romanı. Bir kâbus tortusu...
Melike Uzun, acının içinden geçerek yazıyor. Dünya dönüyormuş!