Benim şiirlerim bir kuş gibi özgür
Kalbe açılan bir kapı sanki
Karşılıksız sevginin sahipleri
Ölüme giden yolda en sadık bekçi
Kini sevmezler sadece sevgi derler
Sadece sevgi
Son yıllarda kitle iletişim araçlarının kullanımının artması genel olarak insanları şiire yakınlaştırma olanağı sunmuştur. Bu durum bir bakıma toplum için hoş bir durum gibi gözükse de aslında şiirin niteliğini düşürmüştür. Şiirin görevinin yıllar içinde sanat yapmaktan çok düzyazı gibi kuru bir şekilde bir mesaj görevine dönüşmesi şiirin sonunu hazırlamaktadır. Benim de şiirlerim buna bir tepkidir. Şiirlerim kuvvetli bir lirizmden beslenirken, lirizmimin kaynağını yine şiirin kendisinden ve sözcüklerden almaktadır. İlerleyen sürçte başta etkilendiğim şairler olan Ömer Hayyam ve Haydar Ergülen gibi üstatların bir kopyası olmamak için uğraş verdim . Sevginin, sevgisizliğin, tanrı aşkı ve günümüz insanının karışık kafasının temel alındığı, şiir için şiir yaptığım bu şiirlerimden derlediğim ilk eserim ortaya çıktı. Umudum toplumumuzun şiiri bir sanat olarak kabul etmesi ve onun uğrunda zamanını harcamasıdır. Stephan Mallerme’nin dediği gibi “Şiir düşüncelerle değil sözcüklerle yazılır.” Ancak sözcükler kendini yaşamdan ve duygulardan alır, yani şiiri şiir yapan yaşamı yoğun kelimelerle ifade etmektir.