Gitmeden söyle demiştim, ne yeşil kurbağanın sırrını söyledin ne de dilinin ucundakileri, kara yorgan altında cılız hayalinle avunurken, daralır oda, yalnızlık deniz olur sen uzaktan el sallayıp geçerken. Pencere önündeki sedir yanındaki büfe hep aynı yerinde, gel otur, konuşmasan da göreyim gözlerine baktığımda yağmurdan kaçan kuşları...
Sitemim lal, ancak sızı dinmiyor..