Soğuk Savaş sonrası oluşan belirsizlikler ve 11 Eylül saldırılarının oluşturduğu yeni tehdit konseptine karşı, yeni güvenlik politikalarının geliştirilmesi ve bu bağlamda istihbaratın da çağın ihtiyaçlarına göre teorik ve sonra da pratikte dönüşümü nasıl sağlaması gerekliliği amaçlanmıştır. II. Dünya Savaşı dönemlerine kadar muharebe alanları ve düşman ilişkileri ile sınırlı olan istihbarat faaliyetleri, savaş yılları ile beraber bütünleşerek, stratejik istihbarat olgusu ortaya çıkmış ve bu 21. yüzyılın yeni güvenlik politikaları bağlamında incelenmiştir. Çalışma Soğuk Savaş öncesi güvenlik algısı ile Soğuk Savaş sonrası güvenlik kavramlarının karşılaştırılmaları yapılarak, dünyada oluşan yeni güvenlik konseptinden sonraki dönemden başlayarak, daha önce yöntemsel olarak hiç karşılaşılmayan sosyal hesaplarla desteklenen Arap Baharı ve Gezi Olayları incelenmiştir.