Corcuff elinizdeki kitapta, bireyci düşüncenin, tam da toplum düşüncesinin öncüleri dönemindeki kaynaklarına gidiyor. Esasen “kolektif adına konuşur” olarak bilinen Marx ve Durkheim’in yanı sıra anarşist kuramın önemli temsilcilerinden ikisini, Stirner ve Prodhon’u da inceliyor ve “artık bireycileşmiş” olan (güncel) toplumlarda birey olgusunun çözümlemesini sosyologlara bırakarak “özgürlükçü sosyal demokrasi” adını verdiği bir konumdan hareketle siyasal bir okuma yapmaya çalışıyor. Bir yandan siyasal temsilin özgürlükçü eleştirisini, ekonomik liberalizmin eleştirisini yaparken öte yandan alternatif küreselleşme hareketlerini kucaklayarak güncel sorunları odağına alan bir özgürleşme girişimine kuramsal katkı yapıyor. Bir bakıma, 21. yüzyılın toplumsal mücadelelerinin “bireyci” açıdan değil ama “bireyciliğin meselesi” (ya da meseleleri) açısından bakıldığında bütüncülleştiğini gösteriyor.