Cinuçen Tanrıkorur merhum sadece bir mûsikîşinas değildir; araştırma, deneme ve düşünce yazılarını, Sâz ü Söz Arasında başlığıyla neşredilen hatıratını okuyanlar, konuşma tarzına aşina olanlar onun aynı zamanda üslup sahibi bir müzikolog, bir düşünce adamı olduğunun şahididir.
Aslında büyük sanatkârların önemli bir kısmının bizzat kendi sanatlarını üst düzeyde icra edebilmek ve yorumlayabilmek için felsefe, estetik başta olmak üzere edebiyatla, resimle, plastik sanatlarla ve hatta zenaatlarla ilgilendiklerini biliyoruz. Fakat sanatkârın bütün bu yakın ve uzak ilgilerinin usarelerini akıttığı asıl yer bizzat icra ettiği sanatıdır. Bir beste, bir hat istifi, bir resim, bir şiir, bir mimarî yapı... onu okuyabilen için aynı zamanda sanatkârın bilgi hamûlesini, inanç ve düşüncelerini, derunî gelgitlerini, dünya tasavvurunu, ümitlerini, tedirginliklerini, döneminin ana problemlerini, kısaca felsefesini de yansıtan bir “kitap”tır.
Cinuçen Bey de yaşadığı sıkıntılı dönemin bir sanatkâr tercümanı olarak sesiyle, uduyla, besteleriyle üst düzeyde anlattıklarını, bir de sese, saza göre daha sıradan bir anlatımla, bir dille ifade etmeye ileri derecede arzuluydu; arzulu olmaktan öte bunu zaruri görüyordu. Onun için kendisini bir nâsir olarak da inşa etti. Elinizdeki kitap bunun en güzel şahitlerinden biri.