Her daim farklı bir çocuk olan Berger, büyük umutlarla geldiği Viyana’da hayallerinden çok daha farklı bir hayata adım atar ve başka insanlarınkinden çok farklı olan ruhu, onu önce karanlığa sonra da sonunu getirecek bir aydınlığa sürükler. Duygularını her zaman gösteremese de her daim uçlarda yaşayan Berger, umutsuzluğu da en derin haliyle deneyimliyor. Tam vazgeçtiği anda karşısına çıkan şans, bir anlamda kaderin cilvesinden ibarettir. Yeni bir hayat umudu, yepyeni bir şehir, beklentiler ve yolun sonunda bekleyen hayal kırıklığı, kan kusturan arkadaşlıklar ve ölümün karanlık yüzü… Zweig, güçlü kalemiyle, edebiyatseverleri duygudan duyguya sürüklenecekleri bir okuma yolculuğuna çağırıyor.