Ötanazi insan hakları bakımından tartışılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2.md. İle taraf devletlere bağlanan öldürmeme ve ölüme karşı koruma borcu ile yaşamı güvenceye alma borcu, aktif ötanazinin (ister volonter, isterse non volonter olsun) yasalaşması görüşünü dışlar. Zira aktif ötanazi bir kimsenin yaşamına bilinçli olarak son vermek anlamına gelir ki devlet, öldürmeme veya öldürmeyi yasaklama, kısaca "yaşatmacılık ödevi" gereği, buna izin vermemelidir. Oysa pasif ötanazi bir kimsenin yaşama hakkının kasten elinden alınması anlamını taşımaz. Zira sonuç itibariyle ölüme sebebiyet veren unsur tedavinin veya yaşam desteğinin verilmemesi veya çekilmesi değil, hastanın içinde bulunduğu kötü sağlık durumudur.