Günümüzde birçok araştırmacı, bir ülkenin tarih, gelenek ve kültürel simgesi haline dönüşen coğrafi adlarını kültürel-tarihsel bir toponimi olarak algılamaktadır. Bir topografya alanı ve tarihin katmanlarının üst üste geldiği, zamanları aynı mekânda toplayan, eşi olmayan kültürel deneyimleri ve geçişlerini bir alanda buluşturan İstanbul, tıpkı Roma, Paris gibi retorik alana ait bir “topos’’tur.
Çalışmanın konusunu oluşturan Rus edebiyatında İstanbul imgesi, derin çağrışımlarıyla, Rus kültüründe daima önemini ve güncelliğini korumuştur. İstanbul imgesine ilk olarak Rusların en eski yazılı kaynaklarından biri ve başyapıtları olarak kabul edilen Geçmiş Yılların Öyküsü (Povest vremennih let, XII. yy.) adını taşıyan vakayinamede rastlanmaktadır. XII. yüzyıldan başlayarak XVIII. yüzyıla kadar Rus yazarları, İstanbul’a “Çargrad”, Çarların kenti adını vermektedirler.