Bu çalışmada, sufi şair ve düşünür Mevlana‟nın Tanrı anlayışı incelenmiştir. Çalışma alanı olarak Tanrı konusunun seçimi, konunun dini düşünce açısından öneminden ileri gelmektedir. “Niçin Mevlana?” sorusuna gelince, birkaç neden öne çıkar. Kültürümüzdeki önemli yerine karşın, Mevlana‟nın düşünce sistemi hakkındaki çalışmaların yetersizliği onun, tasavvufî düşünceyi şahsında örnekleyecek nitelikte bir düşünür olması bu özelliğiyle bağlantılı olarak, onun özelinde, kelâmî ve tasavvufî tanrı anlayışlarının karşılaştırılmak istenmesi.
İlgilenilen konunun temel meseleleri olması nedeniyle çalışmayı, “Tanrı‟nın varlığının ispatı ve sıfatları” bölümleriyle sınırladım. İlk bölümde, önce İslam düşüncesinde, sonra Mevlana‟da Tanrı‟nın varlığının ispatına yer verdim. Bu bölümü, Mevlana‟nın kullanımını esas alarak “dini tecrübe delili, hudus delili, gaye ve nizam delili, imkan delili” alt başlıklarına ayırdım. İkinci bölüme, ilahi sıfatlar meselesinin tarihçesi ile başladım, ardından Mevlana‟da ilahi sıfatları işledim. Sıfatları, geç dönemde oluşan “Nefsi Sıfat, Selbî Sıfatlar, Subuti Sıfatlar, Fiili Sıfatlar ve Haberi Sıfatlar” başlıklarıyla beş grupta inceledim. Ayrıca, “nedensellik, kötülük problemi, vahdet-i vücud, Allah‟ın tikelleri bilip-bilmemesi, insan özgürlüğü” gibi içerikle ilgili bazı klasik tartışmalara da yer verdim.
Mevlana‟nın görüşlerini incelerken tüm eserlerini kullan-dım. Mesnevi‟nin Mehmet Kanar; Dîvan-ı Kebir ve Mektubat‟ın Abdülbaki Gölpınarlı; Fihi Ma Fih‟in Cemal Aydın ve Mecalis-i Seb‘a‟nın Hicabi Kırlangıç tarafından yapılan çevirilerini tercih ettim. Mesnevi alıntılarına, kullanılan çeviride yer verilmeyen beyit numaralarını ekledim.
Düşünürün görüşlerini doğru yansıtabilmek ve anlaşılır-lığı artırmak için eserlerinden çok sayıda doğrudan alıntı yaptım. Kitap hacmini gereksiz artırmamak için metin içindeki beyitleri küçük imla uyarlamalarıyla düz yazı şeklinde gösterdim. Aynı nedenle, dipnotlarda Mevlana‟dan yapılan atıfları eserlerinin ismiyle başlattım ve tüm kaynakların ayrıntılı künyesine sadece kaynakçada yer verdim.
Yer, şahıs adlarında ve kavramlarda TDV İslam Ansiklopedisi‟nin yazım tercihlerine uydum. Dipnotlarda ve kaynakçada, küçük istisnalarla birlikte, İslam Araştırmaları Merkezi‟nin yöntemini kullandım.
Kitabın sadece konunun uzmanlarına hitap etmemesi için, güncel bir dil kullanmaya ve bazı terimlere uygun Türkçe karşılıklar vermeye çalıştım. Fakat sadelik adına anlaşılmazlığa yol açmamak için klasik terminolojiden de vazgeçmedim.
Mevlana, 6 Rebiülevvel 604/30 Eylül 1207‟de, günümüz-de Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh‟te dünyayagelmiştir. Asıl adı Muhammed Celaleddin‟dir. Babası, “Sultanü‟l-Ulema” lakaplı Bahaeddin Veled‟dir (ö. 628/1231). Ona, babası tarafından “Hüdavendigar”, ders okutma faaliyetinden dolayı “Mevlana” ve Anadolu‟da yaşadığı için “Rumî” lakapları verilmiştir.