Türkiye’de Neoliberal Su-Enerji Politikaları ve Direnişleri
İlk kez 1990’lı yılların ikinci yarısında Bergama’da ve Artvin Cerrattepe’de siyanürlü altın madenciliğine karşı gelişen mücadeleler ile görünürlük kazanan yerel çevre hareketleri, son 10 yılda talepleri, yöntemleri, mekânsal dağılımı ve bileşenlerinin niteliği itibariyle olağanüstü bir çeşitliliğe ulaştı. Nükleer, termik ve rüzgâr santrallerinden, taş ve mermer ocaklarına; yol, tünel ya da elektrik iletim hattı inşaatlarından ormanlık alanların imara açılmasına, neredeyse her gün en az bir projenin yeni bir protestoya ya da davaya konu olmasına tanığız. Vadi vadi, kasaba kasaba hatta köy köy örgütlenen “yaşam alanı savucunuları”, 2000’lerin başından beri doğanın ve müştereklerin daha önce görülmemiş ölçüde piyasa ilişkilerine açılmasının toplumsal, ekolojik ve ekonomik etkilerine direniyor.
Doğu Karadeniz’den, Hasankeyf’e, Ege’den Munzur vadisine uzanıyor; Türkiye taşrası ve kırsalının hangi “sudan sebepler” nedeniyle ayağa kalktığını sorarak devlet, toplumsal mücadeleler, iktisat arasındaki açık çatışma noktalarını gözler önüne seriyorpFikret Adaman, Meral Akbaş, Bengi Akbulut, Mustafa Akçınar, Cemil Aksu, Murat Arsel, Özlem Aslan, Mehmet Bozok, Nihan Bozok, Atakan Büke, Dilşa Deniz, Zeynep Ceren Eren, Sinan Erensü, Erdem Evren, Ahmet Kerim Gültekin, Arif Cem Gündoğan, Mine Işlar, Akgün İlhan, Alp Yücel Kaya, Umut Kocagöz, Sıla Pelin Oğuz, Yakup Şekip Okumuşoğlu, Fevzi Özlüer, Caterina Scaramelli, Ethemcan Turhan, Özge Yaka’nın katkılarıyla...