Ayağa kalkıp etrafıma bakındım, bu denli hoş bir görüntüyle daha önce karşılaşmadığımı itiraf etmeliyim. Etrafımdaki kırlık alan kesintisiz bir bahçe gibi görünüyor, genellikle dört metre kare büyüklüğündeki etrafı çitle çevrili tarlalar da çiçek kümelerine benziyordu. Bu tarlalar yarım dönüm büyüklüğündeki korularla iç içe geçmişti ve tahminime göre ağaçların en uzunu iki metre boyundaydı. Sol tarafımdaki şehir, bir tiyatrodaki kent dekorunu andırıyordu...
Ünü kendi çağını aşan her eser gibi, Gulliver’in Seyahatleri de çok farklı okur kitleleri tarafından verimli bir şekilde, zevkle okunuyor. Yirminci yüzyılın ağırlıklı kurmaca yazımına alışkın okurlar onu bir roman türü olarak okudular. Bu metinde ana karakter olan Gulliver’in dört seyahati boyunca başından geçen maceralarını, deneyimlerini, başarılarını, gelişimini ve hayatta kalma becerilerini ilgiyle izliyoruz. Gulliver’in Seyahatleri’nin ekranlar, çocuk kitapları ve çizgi romanlar için birçok başarılı uyarlaması, bu türden bir okumanın ürünüdür ve kitabın süreğen başarısı da büyük ölçüde bu nedene bağlı olabilir. Swift şüphesiz ki okurun masallara olan kadim arzusuna hitap etmekte ve bununla eğlenmektedir; öyle ki masal okumaya yeterince tutkulu olanlar, bu kaygısızca çiziktirilen modern Ulysses’in uzun ve tehlikeli seyahatlerine ara verdiğinde veya son verdiğinde döndüğü Bayan Gulliver’de bir Penelope bulabilirler. Gulliver’in Seyahatleri hem bir hikâye kitabı hem de bir roman olarak okunabilir zevkli bir metin...