Kadınlar, İskandinavya’da, pek serbest, pek namuskardır. Bir kız, on sekiz yaşından sonra önlüğünü bırakır, hürriyetini yed-i namus ve iffetine alır. Bir genç kimse ile görüşür, erkeklerin cem’iyyetine, meclisine mülazemet eder; fakat kendisine mugayir-i ‘iffet bir teklîf vuku’ bulursa: Efendi! Burası Paris bulvarı değil. Cevab-ı zi‘itabıyle insanı mahcub ve şermsar eder. Bu fart-ı temas erkeklerin müştehiyatını kesr etmişdir. Kadınlardaki merdümgirizliği de izaleye hizmet etmişdir. Kadının erkekden bir farkı olabileceği şimaliyyunun pek de ‘aklına gelmez. Nisa nev’-i beşerin bir nısfıdır; işte o kadar… İsveç’de hiçbir rezalet-i ahlakiyyeye meydan vermemek şartıyla kadın dellaklerin erkekleri yıkaması müdde’amızı isbat içün irad