Fransız yazar Honore de Balzac (1799-1850), edebiyat dünyasının kendisinden, tarihçi psikolog ve mükemmel bir gözlemci diye söz ettiği en büyük isimlerinden biridir. 19. yüzyıl edebiyatında romantizmin hüküm sürdüğü bir dönemde "gerçekçilik" akımının öncüsü olan Balzac, modern romanın da babası sayılır. Romanlarında kendi zamanının dünyasını romantizmden büsbütün soyutlamasa bile büyük bir gerçekçilikle yansıttı. Fransa'nın çeşitli bölgelerinden ve her toplumsal tabakadan kişilere yer verdiği eserlerinde tarihse ve toplumsal koşulların damgasını taşıyan sayısız tipler aracılığıyla insanın yükselme tutkusu ve para kazanma hırsı gibi insani eğilimlerini işledi. Öldüğünde 85'i tamamlamış, 50'si taslak halime 135 eser bıraktı ardında. "Goriot Baba" iki kızına aşırı derecede düşkün olan bir babanın dramıdır. Romanda, romanın başkişisi ve kimilerine göre babalğın İsa'sı olan Goriot Baba kadar, baba-evlat ilişkileri çevresinde yer alan öteki kişiler ve Paris burujuvasının oluşturduğu ortam da yadırgatmayan bir romantizm ve büyük bir geçekçilikle işlenmiştir. Usta işi betimlemelerle de zenginleşen kitap, Balzac'ın en seçkin ve en tanınmış romanlarından biri olarak kabul edilir.