Sınır ötesi insan hareketliliği,özellikle son yüzyılda çeşitli sebeplere bağlı olarak oldukça artmıştır. Devletlerin demografi yapısının değişmesine neden olan bu hareketlilik, yabancıların vatandaşlara tanınan haklardan ne ölçüde yararlanacakları tartışmasını beraberinde getirmiş ve millet kavramına verilen önem yerini vatandaşlık bilincine bırakmıştır. Mevcut tartışmalar ve yaşanan kavram dönüşümü, yabancı-vatandaşlık temelli ayrımcılığı görünür hale getirmiştir.
Yabancı-vatandaş temelli ayrımcılığın en görünür olduğu alanlardan biri şüphesiz çalışma hayatıdır. Çalışma hakkı,uluslararası belgeler ve Anayasa ile bir temel hak ve özgürlük olarak herkese tanınmışsa da; bu hakkın yabancılar bakımından sınırlandırılması mümkün kılınmıştır. Söz konusu sınırlandırma yetkisi, yabancıların çalışma hakkına erişimlerinde hem devlet hem de işverenler tarafından haklı nedenlere dayanmayan farklı muamelelere maruz bırakılıp bırakılmadığı sorusunu gündeme getirmekte ve “çalışma hakkına erişim” ile “yabancı-vatandaş temelli ayrımcılık” kavramlarını bir arada ele almayı gerektirmektedir.
Bu tez çalışması, yabancıların çalışma hakkına erişimlerinde vatandaşlar ile hangi farklı uygulamalara tabi tutuldukları ve bu uygulamaların bir ayrımcılık olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususlarına hukuki bir bakış açısı sunma amacıyla ele alınmıştır. “Çalışma hakkına erişim” ve “yabancı-vatandaş temelli ayrımcılık ”kavramları irdelenmiş, bu kavramların yeterince aydınlatılmadığı; buna bağlı olarak yeterli hukuki düzenlemelerin yapılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle, bu kavramların uluslararası ve ulusal belgelerde düzenlenmesine, yabancıların çalışma hakkına erişimleri hususunda gerekli düzenlemelerin yapılmasına ve mevcut belirsizliklerin giderilmesi gerekmektedir.