Tanrıtanımazlığın Felsefi Boyutları
İnsanın var olduğu her yerde, bir Tanrı inancının ve buna karşıt düşüncelerin ortaya çıkması doğaldır. Tanrı inancı ve bu inanca karşı oluşan tepkiler, insanın neredeyse evrensel bir tecrübesi olmuştur. Birini diğerinden ayırmak veya aralarındaki ilişkiyi doğru saptamamak, konuyu bir bütün halinde görmemek anlamına gelir. Her iki ekolün argümanlarını gözardı ederek yapılacak bir değerlendirme veya varılacak sonuç da eksik kalacaktır. Dolayısıyla insanlık tarihinde teizm ne kadar önemli ise ateizm de aynı derecede önemli bir olgudur.
Pek çok insan için Tanrı, topyekün yaşamın ve varlıklar âleminin temel dayanağı olup, düşüncenin zorunlu olarak vardığı sonuç ve aklın kuşku duymayacak derecede kabul ettiği yüce varlıktır. Bazı kişiler içinse, her nasılsa insan zihnine girmiş olan ve bir türlü atılamayan yapay bir idea ve çözülemez bir problemdir. İnanç konusunda sadece teizm veya ateizm değil, birbirinden farklı olan deizm, panteizm ve agnostisizm gibi anlayışlar da kendilerine özgü fikirleriyle düşünce tarihindeki yerlerini almışlardır. Ancak söz konusu ekoller arasında en fazla tartışılan ve gündemde kalan teizm ile ateizmdir. Her ikisi de Tanrı’nın varlığı ile ilgili, olumlu veya olumsuz, açık bir tavır takınmış ve bu tavırlarını doğrulamaya yönelik kanıtlar ileri sürmüşlerdir. Aydın Topaloğlu bu eserinde serinkanlı bir yaklaşımla, çokça tartışılan bu kavramların etrafında, okurun kendine bir perspektif çizmesi için makul bir zemin oluşturuyor...