Gölge oyunu izliyoruz.
Karanlık bir odadayız.
Gördüğümüz küçük, aydınlık, beyaz perde.
Hacivat ile Karagöz itiş kakış, kavga döğüş, bağrışıp çığrışıyorlar.
Birini haklı buluyor, seviyor, alkışlıyoruz.
Hangisini mi?
Oyun icabı bize sevdirilmeye çalışılanını…
Gösteri sonlanıyor, beyaz perdenin ışıkları sönüyor, salonun ışıkları yanıyor.
Dekoru, perdenin önünü, arkasını, kuklaları, kukla oynatıcısını, ışıkçıyı, ışık ve ses kaynaklarını, mekânı, izleyicileri, her şeyi görüyoruz.
Gerçek yaşamda o karanlık odanın ışıkları asla yanmaz, o beyaz perdenin ışıkları ise asla sönmez.
Belki bazen birileri bir mum yakar…