“Bazen yanlışla doğru öylesine yer değiştiriyor ki,
yerini bulamayan vicdan boşlukta sallanıp duruyor.”
Metin Kara, bir cinayeti yazmak üzere Ege kıyılarında bir sahil kasabasına gider. Sonbaharın renk cümbüşü ve romantik duyguların sağanağında yürürken, birdenbire karmaşık bir entrika ve derin ilişkiler sarmalında bulur kendini.
Karanlık büyüktür. Çamur her yeri kaplamış ve herkese sıçramaya başlamıştır. Çıkışı kendi
yüreği ve kendi zekâsıyla bulmak zorundadır. Çünkü insanlar maskelerle dolaşmaktadır.
Gece gündüz, dur duraksız bir koşturmaca başlar. Sevgilisi Selinay, tanıştığından beri kimsesizliğine merhem, çaresizliğine çare olmuştur. Karanlığın kalbine doğru ilerlerken hayatı çirkinlikten kurtaran yegâne şey sevdiği kadının varlığıdır.
Bir gerilim, polisiye ve macera öyküsünden öte hayata dair sorgulamalarla dolu bu roman nefes nefese bir heyecan, sımsıcak bir aşk ve duygusallık vaat ediyor.
“Bu dünyada mucizevi insanlar var. Bu dünyayı, bu hayatı yaşıyor ama kirlenmiyorlar. Yağmurda yürüyor ama ıslanmıyorlar.”